Pazartesi, Nisan 30, 2007

Ahmet Bey ve diğer dostlar

Sevgili Dostlarım,

Çoğunuzun bildiği gibi, keyifli ve çok öğretici bir Adrasan yolculuğu yaptık. Bu yolculukta her birimizin almış olduğumuz dersleri anlatacak kitap yok. Evet, her zaman dediğim gibi yoga yalnızca asanalardan ibaret değil. Orada biz sevgiyi, dostluğu ve paylaşmayı yaşadık. Bununla ilgili notlarımı bir önceki yazımda yazdım. Bir noktayı özellikle atladım, ki bu noktayı tek bir yazı halinde sizlere aktarabileyim diye.

Adrasan seyahatimiz sırasında, son günümüzde, öğlen yemeği yerken, tertemiz yüzü ile Ahmet Bey ziyaretimize geldi. Antalya'da oturan bir yogi olan Ahmet bey yalnızca bir iki saatliğine, 80 km den fazla yolu katederek, sevgili eşi be akıllı oğlu ile gelmişti.

Ahmet bey, benim Türkiye genelinde şahsen hiç karşılaşmadan dost oluğum bir yogi. Böyle bazı dostlarım var, onlar ile bazen hiç karşılaşmadan, hiç konuşmadan, mailleşerek sevgimizi, dostluğu ve bilgiyi paylaşıyoruz. İnanın Edirne'den Urfa'ya kadar ( bu şehirleri, standart söylem oalrak değil gerçekten de oradan yazanlar olduğu için belirtiyorum) pek çok dostum var, bana yazarlar, fikirlerimizi, düşüncelerimizi paylaşırız. Sağolsunlar, güvenirler, severler ve dost oluruz.

İşte Ahmet bey, güler yüzü ve tertemiz kalbi ile geldi, ailesini de yanına alarak, fiziksel olarak da tanıştık, birbirimizin yüzünü gördük, el sıkıştık sarıldık. Ne Ahmet beyin ne de benim, hiç bir çıkarımız yok, ne olabilir ki. Ama tek bir konu var, sevgi ve dostluk. İşte yoga budur. Yoga, yanlızca asanalar, mudralar, bandhalar, kriyalar, hatta daha da ileri giderek neredeyse dinselleşen ritüeller manzumesi değildir. Yoga asık yüzlü ciddiyet gösterisi veya yalancı güler yüzlülük değildir. Orada karşılaşmak, sapsağlam dost olabilmek ve bin yıllık dost gibi sarılabilmek yogadır. Sevgidir yoga hiç bir karşılık veya koşul olmadan sevgidir. O sevgi ki, insanı evren ile bütünleştirir böylece mutluluğa (mokşa) ulaşılır. Yoga bir ve bütün olmak için özgür ruhun farkına varmaktır. Kaivalya'dır.

Bu bakımdan çok mutlu olduğumu ifade edeyim, ne mutlu bana ki, gerek yurdumdda ve gerekse dünyada dostluğu ve sevgiyi en ufak bir karşılık beklemeden paylaşabildiğim onlarca insan var.

Hepiniz sevgi ile kalın,
Ananda

Çarşamba, Nisan 25, 2007

Adrasan Turu



Sevgili dostlarım

Keyifle gittik ve keyifle döndük " Ruhsal şifa turu'ndan" , Daha önce de söylediğim gibi ben bu gibi organizasyonları hep çekincelerle karşılamışımdır. Yolculuk psikolojisinin, konfor vs beklentilerinin, programların, kişiden kişiye değişebilecek şartların; keyifleri kaçıracağını düşünmüş, bunun da uzun planda ilişkileri zedeleyebileceğini düşünmüş bu nedenle de yıllardır gelen taleplere hep olumsuz cevaplar vermişimdir. Bu nedenle turun fikir annesi Özlem ile ilk görüşmeleri yaptığımızda hala daha endişelerim vardı, taa ki daha otobüse binmeden önce toplandığımız ana kadar. Orada çoğunluğu aşramımızdan arkadaşlarımı sevgili dostlarımı ve onları yüzlerindeki güzel ifadeleri kalplerindeki çocuksu neş'eyi ve herşeyin olumlu tarafını görme arzusunu görünce rahatlamaya, seyahatimizin ilk dakikalarından itibaren de nisbeten kayiflenmeye başladım.

Yol uzun ve aracımız aslında tam da bu yola uygun değildi. Ama kimse bunu dert etmemekteydi, herkes coşku içinde biraz da merakla varacağımız yeri, çalışmalarımızı ve alacağımız dersleri düşünmekteydi. Aslında yaş farkları da olan bir gruptuk, ama inanırmsınız sanki herkes aynı yaşta ve yıllardır arkadaş gibiydi.


Şoförümüz, son derece mükemmel, tur şirketinden yetkili kardeşimiz gayet canı gönülden yanımızda idi.




Antalya'ya vardığımızda artık yol bitti derken daha çok uzun bir yolun bizi beklediğini farkettik, Adrasan'a yaklaştığımızda, bizi önce keyifli bir kahvaltı bekliyordu. Hava gayet güzel ve tertemizdi dağ ve akan suların eşliğinde mükellef bir kahvaltı yaptık. Öğleden önce Adrasan'da kalacağımız otel olan Cengiz Kaan 'a varmıştık. Orada da herkes candan davranışları ile kalbimizi kazandı.

Sonrasında, keyifle yogalarımızı meditasyonlarımız hatta daha sonra programda olmamasına rağmen gene yogalarımızı yaptık. Tertemiz havada, herkesin en pozitif düşünceleri içinde bu cennet timsali yerde zaten insan evrenin yüce gücü ile hemen bütünleşmekte idi.
Otelimiz bize leziz vejetaryen yemekleri hazırlamıştı. Hatta bize ne isterseniz onu pişiririz bile dediler ve öyle de yaptılar. Et yiyen de yemeyen de bu keyifli yemekler ile mutlu idi.






Yoga çalışmalarımızı her yerde yaptık önce denizi, dağı tarlası ile inanılmaz güzellikteki terasta, daha sonra çimler üzerinde, daha sonra kumsalda, gene terasta, gene çimlerde, gene kumsalda ve hatta havuz başında. Özlem, dileyenler ile meditasyonları orman yolunda yaptı.



Akşam kumsalda ateşin başında ateşli konuşmalar ve bilgilendirmeler paylaşımlar yaptık.






Dikkat ettiğim en önemli konu kimsenin egolar içinde olmaması herkesi en alçak gönüllü şekilde dostça birbirinin yanında durması ve herşeyi paylaşması idi.

İkinci günün sabahında, terasta yoga asanalarımız yaparken hafifçe yağmur çişeledi, Sarvangasana da iken ben de dostlarıma, kozmik enerjiyi tabanlarından almakta olduklarını ama belki hayatlarında ilk defa yağmuru da tabanlarından almakta olduklarını hatırlattığımda, elbette gülmemek elde değildi.



Yoga, Hiç asık yüzlü değildir, yoga vs çalışmalarını asık yüzle yapanlar, bunu ciddiyet olduğunu düşünenler büyük yanılgı içindedir, bu çalışmalar sırasında çocuksu bir güler yüz doğru olandır. İşte tüm seyahat boyunca bu yüz ifadesi vardı hepimizde.



Herkez daha da bir kaynaştı, dost oldu bütün oldu.



Elbette bu seyahat süresince ve sonunda sık olmasa da bu gibi yolculukları keyifle yapabileceğimize kani oldum, bu doğrultuda hemen ilk hedefler hazırlandı, hazira'da kaz dağlarına gidiyoruz, daha sonra kesinleşen ise kış aylarında bir HHimalaya turu. Elbette iş başa düşüyor ben gerekli hazırlıkları yapacağım.


Asana'ları uygularken doğanın içinde olmak rüzgarı ve güneşi hatta yağmuru hissetmek olabilecek en keyifli ve yüceltici haldir. Ben bunu pek çok kereler yaşaıştım özellikle de hindistan da . Canım yurdum o kadar güzel ki her yeri bir cennet ve bu cennetten en iyi şekilde istifade etmemiz lazım.



Bu geziye katılan herkezi, sabırları ile, neşeleri ile, ciddiyetleri ile, disiplinleri ile, saygıları ile, paylaşımcılıkları ile, hasılı her yönleri ile kutlarım. Mükemmeldiniz, en kısa zamanda yenilerini yapacağız söz.
Bu yazıyı acilen yazdım hemen arkadaşlar okuyabilsin diye. Aslında detaylar var onları da teker teker yazarım.
Sevgilerle kalınız.

Ananda

Perşembe, Nisan 19, 2007

19.04.2007



Dostlarım,

Yavaş yavaş bahara giriyoruz hava soğuk ama belli ki yaz günleri yakında.
Geçtiğimiz pazar keyifli bir "cyclic meditation" çalışması yaptık, ondan önce de " tanrı ile sohbetler" filmini izlemiştik. Pazar günleri standart yoga saatimizin haricinde de burada keyifle buluşmak birşeyleri paylaşmak ne kadar da güzel. Yazın da devam edeceğimizi zannediyorum.

Hafta içine koyduğumuz iki yeni çalışma saati ( salı/perşembe 16:00) iyi oldu böylece akşam sınıfları da biraz rahatladı galiba.

Önümüzdeki sonbahar ve kış sezonuna Kaivalya Yogashram'da oldukça yoğun bir çalışma programı koyacağız, böylece daha da rahat olarak geleceksiniz, kendinize daha da uygun saatler seçebileceksiniz.

Bu haftasonu bildiğiniz gibi Adrasan gezisi var, sizlere daha önce de belirttiğim gibi bu bizim tarafımızdan düzenlenmiş bir gezi ve ben de tur operatörü değilim, ben işin yalnızca yoga kısmından sorumluyum. Talep olmuş anlaşılan, umarım keyifle gider ve keyifle döneriz. Her ne kadar tur programında yoga saatleri belirli ise de istek halinde ben bunları çoğaltmak ve eklemeler yapmak taraftarıyım. Bakalım göreceğiz.

Geçtiğimiz hafta sevgili Soli kardeşim, paskalya dolayısı ile evde yaptığı, paskalya çöreğini getirdi, hepimiz keyifle yedik ve bu önemli günün herkese aydınlıklar ve sevgiler getirmesini diledik, aşağıdaki resimde paskalya çöreğine yapılan keyifli saldırıyı görüyorsunuz :)

















Geçtiğimiz hafta serverimizin hack edilmesinden dolayı sayfaya ulaşamadınız, ben de maillere ulaşamadım, pek çok mailler gelmiş, bunlara cevapları önümüzdeki günlerde genel olarak vereceğim.

Çocuklar için yoga ve hamileler çalışmalarımız keyifle devam ediyor. Çocuklarımız bu hafta tatilde, hamilelerimizin bir kısmı doğuma çok yaklaştı, umarım hiç bir sıkıntıları olmadan doğumlarını yapacaklardır. Yeni aşram bebekleri doğacak. Bazı bebeklerimiz ziyaretimize geliyor, ne de çok seviyoruz onları, tüm çocukları da elbette. Aşramlarda genel bir olgu çocukları en serbest şekilde davranmalarına izin verilmesidir. Her ne akdar aşramların katı sayılabilecek kuralları da olsa eğer aşramda çocuk var ise istediği gibi davranabilir.

Sevgili dost Bora Ercan ziyarete geldi sağolsun, kitabını getirdi, çok sevindim, en kısa zamanda ben de ziyaretine gideceğim. Zannederim bundan böyle pek çok konuda fikir teatisi yapacağız. Pekçok konuyu keyifle paylaştık. Mutlu oldum böyle bir dostum olduğuna.

Dostlarım Yoga'nın din olmadığını her zaman söylerim, unutulmaması gereken Yoga'nın bir kişisel gelişim felsefesi olduğudur. Bu bakımdan birey Yoga ile kendine hizmet eder, kişi Yoga'ya hizmet etmez, ancak Yoga yolu ile yücelişi ve yükselişi, bireyin, dolayısı ile tüm varoluşu meydana getiren varlığın yükselişidir. Hizmet budur. Yoksa Yoga'ya hizmet ediyorum diye tapınak bekçiliği yapmak değildir, zaten yogada tapınak yoktur. Bu konuda daha çok söyleyeceklerim var, bazı tercümeler görüyorum, Şunları bunları yaparak tanrıya ulaşırsınız falan lafları bana dinleri hatırlatıyor, bunların hindu metinleri olduğunu hatırlatırım, hinduizm bir dindir yoga bir din değildir.

Bu bakımdan yoga ile kişi öncelikle kendisine hizmet eder ve böylece gelişir, gelişmiş her bir birey varlığın gelişmesinde önemli bir yapı taşıdır.

Daha pek çok şeyi yazacağım yakında.
Sevgilerle kalınız

Ananda

Salı, Nisan 10, 2007

İyi haftalar..

Sevgili dostlarım,

Geçtiğimiz haftayı pazar günü "tanrı ile sohbetler" filmi ve sonrasında yaptığımız yoga seansı ile bitirdik. Gayet keyifli idi. Gelen tüm dostlara teşekkürler. Film gösterimi buluşmalarımız devam edecek, yalnız bir şeye dikkat ettim havalar iyice aydınlık olduğundan artı belki saatlerini değiştiririz, gene güzel filmler var sırada.

Bu hafta pazar günü (15 nisan) "cyclic meditation çalışmamız var, herkese açık ve ücretsiz olan bu çalışmamıza hepinizi bekleriz.

Gelelim 20-23 nisan da yapılacak olan Adrasan turuna, bu konuda bana pek çok sorular soruyorsunuz ama ben bir kısmına cevap verebiliyorum, unutmamanız gereken bir konu var turu ben düzenlemiyorum, yalnızca buradaki yoga çalışmaları ve çeşitli, sohbetlerden sorumluyum. Gene de çok keyifli olacağını tahmin ettiğim bu gezi için gerekli bilgileri www.patikatur.com dan alabilirsiniz.

Yoga çalışmalarımız devam etmektedir daha önce de belirttiğim gibi hafta içi salı perşembe günleri saatl 16:00 ya iki ilave çalışma daha koyduk, diğer saatlerde gelmeniz zor olursa yada ders kaçırmış olursanız gelin.

Gene pek çok mailler geliyor ve yoga hocası eğitiminden bahsediyorlar. Bu konudaki kesin düşünce ve tavrımı biliyorsunuz dostlarım. Yoga eğitmeni olmak 15 günde arada sırada gittiğiniz bir kurs ile gerçekleşebiliyorsa, buyurun çeşitli yerler var, ama beni buna inandıramazsınız. Olmaz, mümkün değildir, yoga hocalığı belli vücut hareketlerini yaptırma gibi mekanik birşey değildir. Yalnızca asana öğretmek bile olsa bunun 15 günde öğrenilmesi bırakın bir de insanlara öğretilmesi mümkün değildir. Ama işin doğrusu düzenleyenlere para kazandırır. Neyse işin ticari yanı beni hiç alakadar etmiyor. Aslına bakarsanız "böylece Türkiye'nin her yerine yoga hocaları gönderdik" şeklindeki hamasi nutuklara da çok tedbirle yaklaşırım, bilgisinin ne kadar olduğunu bile bilmediğiniz 15 günde 1 ayda veya her ne ise kısacık zamanda kulaktan dolma yalnızca yüzeysel bilgiler ile doldurduğunuz kişilerin yogayı ne kadar doğru anlatacağını bilebilirmisiniz. O zaman bu sözde eğitmen kurslarını yapanlar yoganın yapayalnış öğretilmesinden de sorumlu olurlar. Oldukça derin bilgi sahibi olup böyle bir kursa da giderek sertifika alan kişileri tenzih ederim lütfen üstlerine alınmasınlar ( şimdi bana gene bir sürü tehditkar mail gelir) . Yoga bilgisi ele alınan sertifka ile olmaz dostlarım, Ne Swami Sivananda'nın, ne Vivekananda'nın, ne Iyengar'ın ne de pekçok eski hocanın diploması falan yoktur. Ama onlar eski ve kadim hocalardır ve o şekilde kalacaklardır. Bir hocanın eski olması onun eskimiş olduğu anlamına gelmez aksine onun daha da yoğun tecrübeler ile dolduğu daha da biige olduğu anlamına gelir. Bir hoca talebesinin kendinden daha ileride bir hoca olmasından hiç korkmaz, bu onun en mutlu olduğu andır. Ama talebe için o her zaman hocasıdır ve hep öyle kalır. Bu vefanın ve saygının, daha da ileriye gitmiş olsa da talebesi tarafından beyan edilmesidir. Yoga yıkmanın ve hırsın tatmin yeri değildir. Yoga öğrenene de öğretene de vesile olana da ağır sorumluluklar barındırır tabi bilene.....

Sevgilerle kalınız
Ananda

Salı, Nisan 03, 2007

yeni çalışmalar ve sinema, 23 nisan turu

Sevgili Dostlarım,

Normal çalışma programımıza ek olarak iki yeni çalışma saati daha ürettik, Salı ve perşemde saat 16 da çalışmalarımız olacak. 3 mart itibarıyla bu başladık.

Bu pazar saat 18:00 de sinemamız var . Bu hafta birlikte izleyeceğimiz film " Tanrı ile sohbet" romanını bildiğiniz eserin film versiyonu, zannederim hoşunuza gidecek. hepinizi bekleriz.

Pek çoğunuz her zaman bana bir gezi düzenlesek deriniz. Ben de size aman ben o işleri hiç anlamam ne size ne de bana sıkıntı olsun derim. Bu defa eski dost Özlem Suyev'in hazırladığı bir geziye ben de yoga bölümü itibarıyla katılıyorum. Tarih 20-23 nisan ve yer ise Adrasan. Gezi ile ilgili bilgileri www.patikatur.com da "ruhsal şifa turları bölümünde bulabilirsiniz.

Sevgi ile kalınız.
Ananda