2011 sonbahar kampımızı tamamladık ....
Bardağımdaki,
kakuleli, bol baharatlı, sütlü çayımı koklayarak içerken, güneş Himalaya’ların
karşısından onları turuncuya boyayarak batıyordu....
Yaklaşık altı saatlik uçuş, sıkıcı havasıyla kalabalık Delhi, her zaman macera olan 5 saatlik tren
yolculuğu geride kalmıştı. Sadece birkaç özel eşyadan oluşan minik bavulum boşaltılmayı
bekliyordu. Sessizlik ve sükunet daha şimdiden içimi kaplamıştı. Oysa önümüzde
koskoca on gün ve huzur içinde yapacak çok şeylerimiz vardı....
Ganj ve Himalaya’nın her köşesi fotograf karesi güzelliğinde buluştuğu bu özel kasabaya
gelmek, yogaya ilgi duyanların, sevgiliye kavuşmaları gibidir, uzun yıllardır
her sene muhakkak gider, arınır, huzur dolarım adeta bataryalarım şarj olur. Son
bir kaç yıldır, İstanbul’daki aşramımıza devam eden yoga dostlarımız ile grup
oluşturmaya, birlikte gelip bu huzuru keyifle paylaşmaya başladık.
Buraya,
gazetelerden, televizyondan, cep telefonlarından, bilgisayardan, internetten,
medeniyetten uzaklaşıp, yoga felsefesini, doğduğu bölgede onun güzel titreşimlerini hissederek istediğimiz anda yalnız kalıp huzuru paylaşmak
için geliyoruz.
Aşram,
bilginin sükunetle paylaşıldığı, bireysel ve grup çalışmaları yapılan,
barınılan yer demek. Seçtiğimiz aşram ise hertürlü dinsel etkiden uzak sadece
felsefenin konuşulup yaşandığı bir yer. Dolayısı ile pek çok merkezde rastlanan
ağır hindu etkisi burada yok. Zaten yoga bir din değil, yoga bireysel bir
gelişim sanatı, hangi dine mensup olursanız olun yoga çalışmalarını rahatlıkla
uygulayabilirsiniz. Üstelik, tertemiiz akan Ganj’ın tam kıyısında ve adeta
ellerinizle tutabileceğiniz Himalaya’ların eteğinde ve bizler her meslekten her
yaşta kadın ve erkek gelmiştik....
Son
yıllarda yapageldiğimiz bu aşram kampları, bizler için hem sakince yanız
kalabileceğimiz hem de grup halinde çalışmalar yapıp, kendimizi
geliştireceğimiz önem verdiğimiz günlerdir. Geldiğimiz aşramda kendi yoğun
programımızı uygulamaya devam ederiz.
Bir aşram
günü, saat 04.30 da uyanılarak başlar, ılık bir duş alınır ve saat 05.00 te
grup meditasyon odasına gidilir. Burada ya önceden seçilen bir konu üzerine ya
da tamamen bireysel meditasyon yapılır. Bu meditasyon yaklaşık yarım saat
sürer. Böylece zihin arındırılır, konsantrasyon gücü, algılama kabiliyeti
artırılır.
Daha
sonra sessizlik içinde bir bardak çay içilir.
Güneşin
doğuş saatine göre yoga çalışmalarının vazgeçilmezi olan güneşe selam yapılır,
belirli 12 adet duruşun 12 kere tekrarından oluşan bu çalışma ile yaklaşık
onbeş dakika içinde 144 hareket yapılmış, beden günlük aktiviteye hazır hale getirilmiş
olur.
Bu çalışma
öncesinde pranayama adını verdiğimiz nefes tekniklerine muhakkak yer verilir
böylece evrenin yaşam enerjisini içimize alırız..
Artık
kahvaltı saati gelmiştir, tam sessizlik içinde aşramda pişirilmiş yiyeceklerden
oluşan basit ama sağlıklı bir kahvaltı yapılır. Herkes kendi bulaşığını yıkar
ve kaldırır bu vazgeçilmez bir aşram geleneğidir.
Bundan
sonraki bir kaç saat kişisel çalışmalara, aşram kütüphanesinden yararlanmaya ya
da aşram için faydalı çalışmalara ( buna karma yoga diyoruz ) ayrılmıştır.
Saat 10
buçuk gibi ilk asana ( bedensel çalışmalar )programı başlar ve yaklaşık bir
buçuk saat sürer, bu bölümde ısınma ve ayakta duruşlara yer verilir. Çalışma
derin gevşeme ile sona erer.
Öğle
yemeğine kadar geçen sürede, aşram içi ya da dışı grup veya kişisel faaliyetler,
doğa içinde yürüyüşler ve kişisel meditasyonlar yapılır.
Öğle
yemeği gene aşram mutfagından, sade ama lezzetli yiyeceklerden oluşmaktadır,
bolca sebze, haşlanmış pirinç, çeşitli yöresel hafif gıdalar tüketilir. Bol
çeşitli ve lezzetli bölgesel meyvalar bulunur.
Yemek
sonrası dinlenmeye ayrılmıştır, o ana kadar yapılan çalışmalar hakkında tutulan
notlar, kütüphaneden alınan kitaplar ya da güzel bir uyku.....
Bir
sonraki program günün ikinci asana çalışmasıdır. Bu bölümde, genellikle yer
duruşları, yüzükoyun ve sırtüstü pozlara yer verilir böylece gün içerisinde her
tür asana çalışması yapılarak, beden ve zihin uyarılır.
Artık beş
çayı zamanı gelmiştir. Bol baharatlı ve sütlü çay hem metabolizmayı dengeler
hem de huzur verir.
Akşam
yemeğine kadar olan zaman serbest saatlerdir, çevre gezileri yapılır ya da kişisel
ihtiyaçlar giderilir.
Grup
halinde huzur içinde yenilen akşam yemeğinden sonra, günlük çalışmamız ya da
genel konular üzerine sohbet ve soru-cevaplar yapılır. Bazı akşamlar çok
faydalı olan tratak ( göz yogası) ya da başka özel çalışmalara yer verilir.
Elbette
sabah kalkılacak erken saat düşünülür ve çok geç kalımadan uyunulur
Ne yazık
ki bu güzel günler çok çabuk geçer daha yeni gelmiştik derken dönüş günü gelir
çatar. O zaman da bir dahaki gelişte buluşmak üzere, gündelik yaşama dingin,
huzurlu, bedensel ve zihisel olarak güçlü, dönüş yapılır....
<< Home