Pazartesi, Ocak 29, 2007

29 ocak....

Dostlarım,

Dört yıl önce bugün, şu anda bulunduğumuz mekana geçiş yaptık. Daha önceki mekan artık bizlere yeterli gelmiyordu, çok keyifli bir mekan olmasına rağmen, ısıma vs. gibi sıkıntılar oluşmuştu. Eski mekanımızda, 4000 den fazla çalışma yapmışız, keyifle, dostlukla. Sonra, daha kolay ulaşılabilir ve daha rahat olan bu yeni mekanımıza taşındık ve sizlerinde keyifli katılımları ile çalışmalarımız devam etmekte.

Size bu nedenle geçmişe ve Kaivalya Yogashram'a ait bazı bilgiler vereyim, muhtemelen konuşmamışızdır.

Uzun süreli eğitim ve ögretim programlarından sonra 1990 yılında grup yoga çalışmaları yaptırmaya başladım, ilk çalışmalar için Kızıltoprak'ta Migros'un üst katında bir mekan ayarlamıştım. Bununla birlikte Boğaziçi Üniversitesinde'de kalabalık bir öğrenci grubu oluşturdum. Şimdi yıkılarak yerine yenisi yapılan Caddebostan Kültür Merkez'inde o yoga konusunda herkese açık çeşitli konferanslar vermekteydim. Bu konferanslara kalabalık bir dinleyici grubu gelmekteydi. Çok kısa bir süre sonra Kızıltoprak'ta bulunan mekan bize yoga için yer veremedi bu nedenle, çalışmalarımızı o sırada oturduğum müstakil evin bir katına taşıdım. İşte serüven böyle devam etti.
Bir gün, Raja yogi dostum, Sist. Mira gelerek orayı çok beğenmiş ve huzur bulduğunu söyleyerek oraya "Lotus Bhavan" adı vermişti. Bu ismi kullanmadık hiç .... olmadı nedense....
Bu sıralarda kişisel çalışmalarımda ruhsal gelişimde önemli olan bir adım olan Kaivalya ile ilgili okuyor ve bu konuda kişisel çalışmalar yapıyordum. Gelişim açısından çok önemli bu noktayı düşünerek 1996 yılında bir kış günü, kapıya "Kaivalya Yogashram" diye bir yazı koydum. Herkes çok sevdi ve bu isim kaldı. Kaivalya, kısaca özgür ruh demektir, buradaki özgürlük, varlığın, maddeye tutsak olmaması anlamındadır ve bu şekilde varlık huzur ve sükunete ulaşır. Yaşamını huzurlu ve sükunet içinde yaşar. Yani bu ismi bize herhangi bir yurt dışı organizasyon vermedi.
Her zaman da belirttiğim gibi, Yoga felsefesi, din değildir, özellikle de belirtmek isterim ki hinduizm gibi bölge dinleri Yoga'dan etkilenmişlerdir ve onun kurallarının bir kısmını da kendi içlerine koymuşlardır.
Şimdi, hocam, bize bunları zaten sık sık hatırlatıyosun nereden çıktı bu yazılı hatırlatma diyeceksiniz. Bir veb sayfasında, özellikle pek çok yoga merkezi ile birlikte," İstanbulda Kaivalya Yoga bir Hindu tarikatıdır" şeklinde bir beyanat var. Aslında bu web sitasindeki beyanat bir iki gün öncesine kadar içinde galiz iftira ve ithamlar da içeriyordu. Biraz budanmış. Bunu yazan kişi hakkında gerekli hukuki işlemleri başlattık. bu işin dünyasal yanı, fakat daha da fecisi ilgili sitede yoganın Yama ve Niyama değerlerini anlatan kişinin nasıl olupta hiç bilmeden öğrenmeden böyle yazabildiğidir. Zira bu durumda iftira atılmış olmaktadır. Bildiğiniz gibi iftira kanunlarımıza göre "ağır ceza' lık bir suçtur...Hiç daha fazla uğraşmayayım. Kısaca hatırlatayım; ne yurt dışında ne özellikle Hindistan'da yerleşik bir kurum veya kuruluşun Türkiye'deki şubesiyiz, ne de Hindu misyoneriyiz, üstelik, yogayı bu şekilde empoze edenlerin de yıllardan beri, fikirsel olarak karşısındayız. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz. Belki bu arkadaşımız başka birileri ile karıştırmıştır o da bilsin dedim. Eğer bu kişi ticari kaygıları ile böyle nahoş davranışlarda bulunuyor ise daha da yazık...
Geri kalanı ise ilgili merciler halleder. Laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak, Cumhuriyet'in mer'i kanun hükümlerine göre ve tüm denetimlere açık olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz ve yaşıyoruz. Geleneksel Yoga çalışmalarımız gerek merkezimizde, gerek Bilgi Üniversitesi'nde ve gerekse diğer çeşitli mekanlarda devam edecek.
Dostlarım, tüm dinsel dogmatik yapılardan uzak olarak her zaman "geleneksel yoga" felsefesini, kişinin fiziksel ve zihinsel gelişiminde, evrensel ve bilimsel yaklaşımla anlatmaya daha nice yıllar devam edeceğiz. Sizlerle birlikte, keyifle,huzurla, sağlıkla.

Sevgiyle kalınız.
Ersin Ananda